Türkiye'nin en iyi haber sitesi
YÜKSEL AYTUĞ

Aşık kaç kere ölecek?

Aşık Veysel'in hayatı, Kültür Bakanlığı'nın desteğiyle film olacaktı. Aşık Veysel'i, Behzat Ç. dizisinde 'Hayalet' karakteriyle tanıdığımız, daha sonra Kaçak dizisindeki performansıyla da büyük beğeni toplayan İnanç Konukçu canlandıracaktı.
Hatta Veysel'in torunu, oyuncu Yeliz Şatıroğlu da filmde babaannesini oynayacaktı.
Ama olmadı...
Proje rafa kalktı. Sebebi, yeterli sponsor ve finans kaynağı bulunamaması...
Utandım...
Çok utandım...
Çünkü nüfus kağıdımda doğum yerim olarak Sivas-Hafik yazıyor. Aslen Sivaslı değilim ama iki aylık olana kadar suyunu içmişliğim, havasını solumuşluğum var. Her zaman, her ortamda 'Sivaslılığım' ile gurur duyuyor, övünüyorum.
En son Madımak Oteli yangınında aynı utancı yaşamıştım.
Böyle bir olayın yaşanabileceği en son yer olmalıydı Sivas. Çünkü dünyanın en önemli halk ozanını, Aşık Veysel'i yetiştirmişti o topraklar.
Elinde sazıyla diri diri yananlara mekan olmak yakışır mıydı Sivas'ıma?
Kentin üzerine çöken kara bulutu dağıtmanın en güzel yoluydu bir Aşık Veysel filmi çekmek... Onun yüreğinin billur ırmağında her türlü kiri, pası, lekeyi çitilemek... Ama olmadı, olamadı... Sebebin 'para' olması ise yüreğimi iki kez kanatıyor.
Neredesiniz, Sivasspor'a azıcık omuz verip onu ligin en önemli takımı haline getirenler?
Nerede Roberto Carlos gibi bir dünya devini takımın başına koyanlar?
Nerede iş dünyamızın Yiğidoları?
Belki olaydan bu yazı sayesinde haberdar olacaklar.
Olsun, 'ayıbımızı' temizlemek için hiç de geç kalmadık.
Öyle bir Aşık Veysel filmi yapalım ki, dünyanın 'gönül telini' titretelim. Elaleme 'Vay be, Anadolu topraklarında ne cevherler yetişirmiş meğer?' dedirtelim.
Aslında Aşık Veysel için ona buna el açmaya da gerek yok ya, neyse... Böylesine bir 'milli sorumluluk', sponsorların keyfine terk edilir mi hiç? Devlet, Aşık Veysel filmini; köprü gibi, tüp geçit gibi, duble yol gibi bir 'milli görev' sayacak, tüm imkanlarını bu 'yapıt' için seferber edecek. En iyi yönetmenleri, en yetenekli senaristleri, en başarılı kameramanları, sesçileri, montajcıları bir araya getirecek. En doğru oyuncu kadrosunun kurulması için yapımcılardan, yönetmenlerden, konservatuvar hocalarından oluşan bir 'heyet' görevlendirecek.
Aslında bir Veysel filmi çekilmişti. 1952 yılında Metin Erksan'ın sinemaya atıldığı ilk film olmuştu. Ama sansür belası yüzünden kuşa çevrilmiş, başına türlü iş açılmıştı.
Veysel, 'sadık yari' kara toprağa kavuşalı çok oluyor.
Ama biz Aşık'ı durup durup yeniden öldürüyoruz. Yetmedi mi artık?

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA